29 Temmuz 2007 Pazar

Arabistanlı Lawrence Hakkında Gerçekler


1-Arabistanlı Lawrence Tecavüze Ugramamış


İngiliz subayı olarak şark cephesinde görev yaptığı sırada "Arabistanlı Lawrence" adıyla ünlenen Yarbay TE Lawrence'ın, Suriye'nin Deraa cephesinde Türk askerlerinin tecavüzüne uğradığı yolundaki iddiasının uydurma olduğu bildirildi. Sunday Telegraph gazetesi, bu konuda yapılan araştırmalar ve deliller ışığında gerçeğin ortaya çıkartıldığını kaydederek, 20 kasım 1917 gecesi Deraa cephesinde yaşandığı iddia edilen olayın gerçekle ilgisinin bulunmadığını yazdı. Gazetedeki haberde, Türk askerlerinin Lawrence'a saldırmadığı, Arap ayaklanması sırasında İngiliz irtibat subayı olarak görev yapan Lawrence'ın bunu, düşman güçlerini zor durumda bırakmak için uydurduğu belirtildi. Gazete, Lawrence'ın 1922 yılında yayımlanan anılarında bu iddiadan bazı detaylarıyla birlikte söz edildiğini, ancak kendi şahsi günlüğünün aynı dönemi içeren sayfalarının kopartılmış olduğunu bildirdi. Lawrence'ın 15-21 Kasım 1917 tarihlerinde Türk vali Haşim Beyin adamları tarafından kaçırıldığını iddia ettiğini hatırlatan Telegraph, bilim adamlarının bu ünlü tarihi kişiliğin sözü geçen tarihlerde aslında nerede olduğu sorusunun yanıtını hala bulamadıklarına dikkat çekti. Bazı tarihçilerin Lawrence'ın tecavüze uğradığını öne sürdüğü Deraa'ya hiç gitmediğini savunduklarını da hatırlatan Telegraph, tarihçi James Barr'ın Lawrence'ın günlüğü üzerinde değişik bir teknikle yaptığı araştırmanın kopuk sayfalardaki yazıların Azrak'ı hatırlatan A harfiyle dolu olduğunu gösterdiğini bildirdi. Azrak'ın Deraa'nın 60 mil güneydoğusunda bir kale olduğunu işaret eden Barr'ın, Lawrence'ın kaçırıldığını öne sürdüğü günlerde aslında burada olduğuna inandığı belirtildi.

Milliyet

2-Arabistanlı Lawrence Siyonistmiş
KUDÜS - Osmanlı'ya karşı 1916-1918'de Arap isyanını örgütlemesiyle adı 'Arabistanlı Lawrence'e çıkan Britanyalı casus Thomas Edward Lawrence'in aslında 'sıkı Siyonist' olduğu öne sürüldü. 1962'de çekilen 'Arabistanlı Lawrence' filmiyle ölümsüzleşip Bush yönetiminin Ortadoğu politikalarına da esin kaynağı olan Lawrence'ı, Britanyalı Yahudilik tarihçisi Sir Martin Gilbert 'Ciddi bir Siyonist' olarak tanımladı. Piyasaya çıkacak 'Churchill ve Yahudiler' adlı kitabında Lawrence'ın Siyonistliğini anlatan Gilbert, casusun Filistin topraklarının o dönemde henüz kurulmamış 'Yahudi Devleti'ne ait olduğuna inandığını söyledi. 1921'de Churchill'e danışmanlığı sırasında tuttuğu zabıtlarda Siyonizme sempatisini gösteren Lawrence, Akdeniz'den Ürdün Nehri'ne dek Filistin bölgesini 'Yahudi Ulusal Evi' diye tanımlamış. "İsrailli bakış açısının en ilginç tarafı Arabistanlı Lawrence hakkında. Büyük Arapçı, doğru mu? 1920'lerde Arapları devlet kurmaya iten adam. Daima Arap kaftanları giyinirken resmedildi" diyen Gilbert, şöyle devam etti:
Arapları küçümsemiş "Oysa Filistinli Araplar ve bölgenin geri kalanı için tek umudun Yahudi devleti olduğuna inanırdı. Yahudi devleti kurulursa, Araplara 20. yüzyılda ilerlemelerini sağlayacak modernliği getireceğine inanırdı." Lawrence, Yahudi devletinin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Chaim Weizmann ile geleceğin Irak Kralı Faysal arasında Arap-İsrail anlaşmasına da arabuluculuk etmiş. Anlaşma, 'İngilizlerin bir Arap devletinin kurulması vaadine karşılık Yahudilerin Filistin'e dönmelerine ve Yahudi Ulusal Evi'ne ilişkin Balfour deklarasyonunun uygulanmasına izin veriyor.' Lawrence, Faysal'ın Irak Kralı, kardeşi Abdullah'ın Ürdün Emiri olarak görevlendirildiği 1921'deki Kahire konferansıyla ilgili notlarında, Emir Abdullah'ın işinin anti-siyonizmi kontrol etmek, Ürdün'den Yahudi Ulusal Evi'ne sızmasını engellemek olduğunu söylüyor. Weizmann'ın biyografisini yazan İbrani Üniversitesi'nden Norman Rose, Lawrence'ın Yahudi liderine hayran olduğunu belirtiyor. Lawrence, Weizmann'a şüpheci bakan Kudüs Başpiskoposu'na da Siyonist liderin 'büyük adam' olduğu telkininde bulunmuş.
Independent

Hiç yorum yok: