1 Nisan 2009 Çarşamba

Demokratik Sol Parti-Türkiye'de siyasi partiler tarihi


Demokratik Sol Parti (DSP), Rahşan Ecevit tarafından 14 Kasım 1985'te kurulan Türk siyasi partisi.

Tarihçesi

12 Eylül Öncesi - Demokratik Sol'un Temelleri

Demokratik Sol'un temelleri, Ortanın Solu adıyla 1960'ların başında atıldı. 1963'de demokratik işçi hakları için verilen ve kazanılan mücadeleden doğan bu hareket, İsmet İnönü'nün başkanlığını yaptığı CHP'de parti içi muhalefete dönüştü.

Ortanın Solu hareketindeki "sol" sözcüğü parti içinde ve dışında yoğun tepkilerle karşılaştı; fakat hareketi başlatanların direnci Türkiye'deki solculuk anlayışına siyasal meşruluk kazandırdı. Ortanın Solu Hareketi bunu, Marksizm'den farklılığını vurgulayarak yaptı. Hareketi toplumsal ve ulusal özelliklere dayandırarak, inançlara saygılı laikliği benimsediler. Bu sayede halkın güvenini kazandılar.

Bülent Ecevit'in öncülüğündeki Ortanın Solu Hareketi, 1960'ların sonlarında Demokratik Sol adını benimsedi. Bu hareket 12 Mart 1971 Muhtırası'nın ardından adeta bir demokrasi mücadelesine girişerek, askerin siyasete müdahalesine karşı çıktı. Bu konuda İnönü ile ters düşen Ecevit, genel sekreterlik görevinden istifa ederek, parti içinde çalışmalarını daha etkin bir biçimde sürdürdü. Milli Şef parti meclisi seçiminde Ecevit'e yenilerek, bunun üzerine 34 yıllık (11 Kasım 1938 - 8 Mayıs 1972) genel başkanlığını bıraktı.

Ecevit, 14 Mayıs 1972'de Atatürk ve İsmet İnönü'nün ardından Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı oldu. Parti, Ecevit'in genel başkanlığı ve Demokratik Sol akımıyla büyük bir ivme kazanarak yükselişe geçti. Bunun en somut göstergesi dönemin CHP'sinin oy oranlarındaki değişimdir. 1969 Seçimleri'nde CHP'nin oyları %27,37'e kadar gerilemişken, 1973'te %33.30'a, 1977'de %41.38'e yükselmiştir. "Umudumuz Karaoğlan!" sloganları da 1973 Seçimleri'nde atılmaya başlanmıştır.

12 Eylül Sonrası - Demokratik Sol'un Partileşmesi

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı 12 Eylül 1980 Darbesi'nin ardından diğer parti başkanlarıyla beraber Bülent Ecevit de siyasetten uzaklaştırıldı ve bir süre gözaltında tutuldu. Daha sonra bütün partilerin ileri gelenleriyle birlikte 10 yıl süreyle siyasete girmesi yasaklandı. Bu sırada gazeteciliğe yaptı ve 21 Şubat 1981'de Arayış dergisini çıkarmaya başladı. Arayış'a ya da başka kanallara verdiği demeçlerden dolayı yargılandı ve cezaevine girdi. MGK, 16 Ekim 1981'de tüm siyasi partilerle birlikte Cumhuriyet Halk Partisi'ni de kapattı.

Ecevit siyasi yasaklıydı ve çevresindeki destekçilerini tek tek kaybetmişti. Bu dönemle ilgili "Mücadelenin güçlüklerini göze alamayanlarla yollarımız ayrıldı." demiştir. Bülent Ecevit, Demokratik Sol söylemi bir partiyle yeniden hayata döndürmek istiyordu. Bunun sonucunda, yasaklı olan Bülent Ecevit'in yerine eşi Rahşan Ecevit 14 Kasım 1985 bu projeyi hayata geçirdi ve Demokratik Sol Parti'yi kurdu. Rahşan Ecevit'in örgütlenme konusunda, kurduğu köylü derneklerinden gelen bir deneyimi vardı. İki odalı bir bodrum katında kurulan partinin gelişiminde rol oynayan etmenlerden biri de budur.

Siyasi Yasakların Kalkışı - Ecevit'in Siyasete Dönüşü

6 Eylül 1987'de siyasi yasakların kalkması yönünde yapılan halkoylaması sonucunda eski siyasetçilerin önündeki siyaset yasağı kalktı. Bunun üzerine DSP'nin başına Bülent Ecevit geçti. Bülent Ecevit'in liderliğinde girilen 29 Kasım 1987 Seçimleri'nde parti 2.044.576 kişinin oyuyla %8.53'lük bir sonuç aldı ve Meclis dışı kaldı. Bu sonucun ardından Ecevit genel başkanlıktan istifa etti.

Boşalan genel başkanlığa 7 Mart 1988'de Necdet Karababa getirildi. Genel başkanlık görevini bir yıldan az sürdüren Karababa'nın görevi bırakmasından sonra, 15 Ocak 1989'da Bülent Ecevit partililer tarafından liderliğe yeniden getirildi. Bu dönemin ardından 26 Mart 1989 yerel seçimlerinde %9,09 oy alan DSP, 20 Ekim 1991 genel seçimlerinde %10.75 alarak TBMM'ye 7 milletvekiliyle girdi. Bu sayı çeşitli istifalarla 4'e düştü.

1995 Seçimleri - Demokratik Sol Parti Solun Birinci Partisi

DSP’nin oyları 24 Aralık 1995 erken genel seçimlerinde %14.64’e, milletvekili sayısı 76’ya yükseldi ve Demokratik Sol Parti solun en büyük partisi konumuna geldi. 6 Mart 1996'da Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi, Demokratik Sol Parti'nin dışarıdan desteğiyle ANAYOL Azınlık Hükümeti kuruldu. Bu hükümet Refah Partisi'nin verdiği gensoru önergesiyle 28 Haziran 1996'da düştü; yerine DYP ile RP'nin kurduğu REFAHYOL Hükümeti başa geldi. 28 Şubat süreci içerisinde 28 Şubat 1997'de toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nun 9 saatlik toplantısı sonunda bu hükümet istifa etmiştir.

28 Şubat'ın Ardından - Demokratik Sol Parti İktidarda

28 Şubat süreciyle birlikte, Demokratik Sol Parti, Anavatan Partisi ve Demokrat Türkiye Partisi ile 30 Haziran 1997'de Mesut Yılmaz'ın başbakanlığında kurulan ANASOL-D Koalisyon Hükümeti'nde yer aldı. 25 Kasım 1998'de Mesut Yılmaz için verilen gensoru önergesinin TBMM'de kabul edildi ve Yılmaz başbakanlıktan istifa etti. ANASOL-D Hükümeti de Ocak 1999'da sona erdi.

Azınlık Hükümeti - Ecevit Yeniden Başbakan

11 Ocak 1999'da ülkeyi seçime götürmek için, diğer partilerin de üzerinde anlaşması üzerine DSP bir azınlık hükümeti kurdu. CHP dışındaki bütün partilerin ve çeşitli demokratik kitle ve sivil toplum örgütlerinin ortak desteğiyle kurulan DSP azınlık hükümeti ile Bülent Ecevit dördüncü kez başbakanlık koltuğuna oturdu.

Yolsuzlukların ve siyasal yozlaşmanın arttığı bir dönemde Ecevit'in dürüst kişiliği ve DSP'nin yolsuzluğa bulaşmamış yapısı toplumda heyecan, umut ve güven yarattı. Böyle bir ortamda bölücü terör örgütü PKK'nın başının Kenya'da CIA ve MİT'in ortak operasyonu ile yakalanması da olumlu atmosferi pekiştirdi. 18 Nisan 1999 Seçimleri'nde DSP oylarını yüzde 14.65'ten yüzde 22,19'a çıkardı ve birinci parti oldu. ANAP ve MHP ile birlikte bir üçlü koalisyon kurdu.

ABD'nin Irak'ı işgaline Ecevit'in karşı çıkması, parti içinde bir bölünmeye neden oldu. Kemal Derviş, Hüsamettin Özkan ve İsmail Cem'in öncülük ettiği bu bölünme sonucunda bir grup DSP'li milletvekili partilerinden istifa etti ve bu kadro, Yeni Türkiye Partisi'ni kurdu. Bu durum, koalisyon hükümetinin geleceğini tehlikeye attı ve MHP lideri Bahçeli'nin erken seçim çağrısı ile seçime 1 buçuk yıl kala bir erken seçime gidildi. Üçlü koalisyon hükümeti sırasında yaşanan ekonomik krizin etkileri yeni yeni sarılmışken ve yapılan reformların olumlu sonuçları henüz hissedilmemişken gidilen erken seçim sonucunda DSP ve diğer koalisyon ortakları yüzde 10'luk seçim barajını geçemedi.

24 Temmuz 2004 yılında toplanan DSP 6. Olağan Kurultayı'nda Zeki Sezer DSP Genel Başkanlığına seçildi. Demokratik Sol Parti, 22 Temmuz 2007 Genel Seçimlerine katılmadı. Bu seçimlerde, CHP listesinden aday olan 13 DSP'li, milletvekili seçilerek, parlamentoya girdi. [1]

Genel Başkanları

  • Rahşan Ecevit (14 Kasım 1985 - 1987)
  • Bülent Ecevit (1987 - 7 Mart 1988)
  • Necdet Karababa (7 Mart 1988 - 15 Ocak 1989)
  • Bülent Ecevit (15 Ocak 1989 - 25 Temmuz 2004)A
  • Zeki Sezer (25 Temmuz 2004 - Günümüz)

1985 yılında Rahşan Ecevit ilk genel başkan oldu. 1987 yılında, bazı liderlerin siyaset yasağı kalkınca, Bülent Ecevit genel başkanlığa aday oldu ve seçildi.

29 Nisan 2001'de yapılan 5. Olağan Büyük Kurultayında Bülent Ecevit 963 oyla yeniden genel başkan seçilirken, rakibi Sema Pişkinsüt 68 oy aldı. 35 oy geçersiz sayıldı. Bu kurultayda genel başkanlığa adaylığını koyan Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt'ün Kurultay öncesi gerginlik yaratıcı bir üslup kullanarak Ecevit'e yüklenmesi sonucu kurultay gergin geçti.

2002 seçimlerinden sonra, Bülent Ecevit 2004 yılında parti liderliğini bıraktı. Aynı yıl yapılan kongrede DSP'den Ankara milletvekili Zeki Sezer genel başkan seçildi.

Siyasi ideoloji

DSP siyasi yelpazede merkez solda yer alan, parlamenter düzene ve anayasaya bağlı olan demokratik sol bir partidir. Demokratik sol öğeleri bünyesinde barındırmakla birlikte Marksizm'den uzak bir ideolojisi vardır. DSP ideolojisi marksizmden kaynaklanmayan yerli bir söylemdir.

Parti programı

Demokratik Sol Parti Meclisi'nin 3 Ekim 2003 tarihli toplantısında günün koşullarına göre yenilenmek için ele alınan programın tam metni, 6 Ekim 2003 Pazartesi günü açıklanmıştır. Program; küreselleşme, kayıtdışı ekonomi, emek-sermaye ilişkisi, üretim, girişimcilik, işsizlik, kültür, bilgi toplumu, uzay teknolojisi, kamu yönetimi ve “yerel yönetim anlayışı”, sendikalaşma ve “üniversitelere bakış açısı” gibi çok sayıda konuyu içermektedir.

Hiç yorum yok: